NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ أَبِي
شُعَيْبٍ الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ بْنُ
الْفُضَيْلِ
عَنْ
عُمَارَةَ
عَنْ أَبِي زُرْعَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا تَقُومُ
السَّاعَةُ
حَتَّى
تَطْلُعَ
الشَّمْسُ
مِنْ
مَغْرِبِهَا
فَإِذَا
طَلَعَتْ
وَرَآهَا
النَّاسُ
آمَنَ مَنْ
عَلَيْهَا
فَذَاكَ
حِينَ لَا
يَنْفَعُ نَفْسًا
إِيمَانُهَا
لَمْ تَكُنْ
آمَنَتْ مِنْ
قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ
فِي
إِيمَانِهَا
خَيْرًا
الْآيَةَ
Ebu Hureyre fr.a)
Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Güneş battığı
yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Doğup da insanlar onu gördüğü zaman,
yeryüzünde olan herkes iman edecek. İşte bu:
".... Daha önceden
iman etmiş veya imanında bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü)
imanı fayda vermez... "[En'am 158] (ayetinin işaret ettiği) zamandır.
İzah:
Buhari, filen: Müslim,
iman; İbn Mace. filen: Nesaî, cuma
Hadisin Müslim ve İbn Mace'deki
rivayetleri Ebu Davud'dakinin aşağı yukarı aynısıdır. Ancak buradaki ayet-i
kerime, ayet olduğna işaret edilmeden hadis metninin bir bölümü olarak
kaydedilmiştir.
Buhari'deki rivayeti
ise hayli uzundur. Hadisin buradaki rivayetinde. Önce kıyamet kopmadan evvel
iki büyük topluluk arasında büyük bir savaş çıkacağı, otuz kadar yalancı
Deccal'in çıkıp her birinin kendisini Allah'ın elçisi sanacağı, depremlerin
çoğalacağı, zamanın kısalacağı, fitnelerin çıkıp savaşların artacağı, malın
çoğalıp insanların sadaka vermek için kişiler arayacağı, insanların bina
yapımında yarışacakları, insanların hayattan bıkıp kabirdeki ölülerin yerinde
olmayı isteyecekleri bildirilmektedir. Hadisin buradaki bölümünden sonra da,
iki kişinin kumaşlarım yayacakları, ama daha alıp satmadan ve toplamadan,
insanın hayvanını sağıp daha sütünü içmeden, havuzunu sıvayıp doldurmadan,
lokmasını ağzına alıp da daha yemeden kıyametin kopacağı bildirilmektedir.
Hadis-i şerifte güneşin
batıdan doğmadan kıyametin kopmayacağı, batıdan doğduğu zaman da yeryüzündeki
herkesin iman edeceği bildirilmiş-ve bu halin En'am suresinin 158. ayetinde
işaret edilen hal olduğu ifade edilmiştir. Hadis metninde ayetin tamamı
zikredilmemiştir. İşaret edilen ayetin tamamı şu şekildedir: "Onlar hala kendilerine
ille (azab edecek) meleklerin gelmesini, yahut (bizzat) Rabbinin gelmesini veya
Rabbi-nin ayet (ve mucize) lerinden birinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabi-nin
ayetlerinden biri geldiği gün daha evvelden iman etmiş veya imanında bir hayır
kazanmış olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez. De ki:
Bekleyin! Çünkü biz (de) şüphesiz bekleyicileriz." (En'âm 158).
Ayetin zahiri, güneşin
batıdan doğması gibi kıyamet alametleri çıktıktan sonra imanın da tevbenin de
fayda vermeyeceğine delalet etmektedir. Ebu'l-Berekât Abdullah en-Nesefi bu
ayetin tefsirinde: "Güneş batıdan doğduktan sonra kafirin imanının kabul
edilmeyeceği gibi, münafıkm ihlası ve tevbesi de kabul edilmeyecektir. Ayetin
takdiri şu şekildedir: Önceden iman etmeyenin imanı ve tevbe etmeyenin tevbesi
fayda vermez" demektedir.[Nesai. Medariku't-Tenzil, II, 42.]
Rasûlullah'in birçok
hadisinde de, güneş batıdan doğduktan sonra imanın fayda vermeyeceği beyan
edilmiştir. İbn Cerir'in Ebû Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
"Üç şey var ki
onlar çıktıktan sonra, iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan
hiçbir kimseye ( o günkü) imanı fayda vermez. Bunlar: Güneşin battığı yerden
doğması, Deccal ve Dabbetü'l, arz'dır."[Muhtasar-ı Tefsiri İbn Kesir, I.
636.]
İbn Mace'nin Safvan b.
Assal'dan yaptığı bir rivayette de efendimiz şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz
güneşin battığı tarafta genişliği yetmiş yıllık mesafe olan açık bir kapı
vardır. Güneş o kapı (batı) tarafından doğunca, önceden iman etmiş veya
imanında bir hayır kazanmış olmayan hiç kimseye (o günkü) imanı fayda
vermeyecektir.[İbn Mace, filen]